BİRLEŞMİŞ MİLLETLER VE ÜMMET
I. Dünya savaşı'nın sonunda, bu savaşın galip devletleri tarafından 10 Ocak 1920'de Milletler Cemiyeti (Cemiyet-i Akvam) kuruldu. Cemiyetin amacı dünyada bir daha savaşın çıkmasına engel olmak ve kalıcı barışı tesis etmek.
Ne gariptir ki Milletler Cemiyetinin kurulmasının hemen akabinde Osmanlı toprakları bir bir işgal edilmiş; bu cemiyeti kuran galip devletler, İngiltere'nin oyun kuruculuğunda kendilerine manda devletler inşa etmişlerdi. İngiltere, Fransa ve Rusya (Afganistan'a kadar) bugünkü Ortadoğunun temellerini attılar. Arap halkını küçük devletçikler haline getirip aralarına yapay sınırlar çizdiler. Bu devletçiklerin başına da kendilerine ebediyen sadık kalacak aileleri seçip kral olarak tahta geçirdiler.
Bu arada Ortadoğu halkı bir daha kendine gelemeyecek şekilde parçalanırken Türkler Anadolu coğrafyasına, Kürtler de dört parçaya bölündü.Bütün bu olaylar barışı tesis etme adına kurulan Milletler Cemiyetinin gözetiminde gerçekleştirildi.
İngiltere'nin Ortadoğu'yu rahat sömürebilmesinin önünde tek bir engel kalıyordu: Müslümanların başsız kalması. Bu da hilafetin kaldırılmasıyla gerçekleşmiş oluyordu.
Yeni Türkiye başta Milletler Cemiyetine pek sıcak bakmadı. Çünkü cemiyetin amacına uygun hareket etmediğini düşünüyordu. Ancak Cumhuriyetin şekillenmesiyle birlikte -ki hilafet kaldırılmıştır- Yurtta Sulh Cihanda Sulh ilkesine göre 13 Nisan 1932'de Milletler Cemiyetine üye oldu.
Milletler Cemiyeti daha sonra yerini Birleşmiş Milletler Teşkilatına bıraktı. (1945) Türkiye, BM'ye girmek için Almanya ve Japonya'ya savaş ilan etmek zorunda kaldı.
Evet I. Dünya savaşının sonunda Milletler Cemiyeti, II. Dünya Savaşının sonunda Birleşmiş Milletler Teşkilatı. Amaç, dünya barışını tesis etmek, dünyanın herhangi bir bölgesinde savaş çıkmasına engel olmak. Mazlum halkların yanında yer almak ve insan haklarını korumak.
Bugün yaşadıklarınmızı daha iyi anlayabilmek için yukarıda tabloyu çok kısa özetlemek istedim. Buna göre BM'nin kuruluş amacı dünyada barışı tesis etmek değil, müslümanları birbiriyle savaştırmak, böylece Ortadoğunun zenginliklerini rahatça sömürebilmek, zenginliklerine zenginlik katmaktır. BM'nin 5 daimi üyesi (ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin) bugün dünya silah ticaretinin en önde gelen ülkeleridir. Hem silah ticaretini canlı tutmak hem de Ortadoğunun petrol ve doğalgazını ucuza elde etmek. Bir taşla birkaç kuş vurmak. Sanki Suriye'de, Irak'ta, Mısır'da yaşananları BM görmüyor mu? Hergün yüzlerce insan ölüyor, bombalar patlıyor, insanlar sakat kalıyor. Çocuklar bütün dünyanın gözü önünde öldürülüyor. Binlerce insan evini terk edip mülteci durumuna düşmüş. Hala Suriye'de kimyasal silah tartışması yapılıyor. Kimyasal silah yoksa insanların ölmesinde bir sakınca yoktur, savaş devam edebilir. Ama kimyasal silah varsa belki düşünülür. Araştırmak gerek.
Bugün geldiğimiz noktada şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Milletler Cemiyetinin kuruluş amacı Osmanlı İmparatorluğunu ortadan kaldırırken, ümmeti bir daha bir araya gelemeyecek şekilde parçalayıp dağıtmak ve ümmetçilik fikrini dünyadan silmektir.
Proje başarılı olmuştur. Dünyadaki bütün kan ve gözyaşı İslam coğrafyasındadır. Mezhep çatışması, iktidar kavgası müslüman halklar arasındadır. İslam ülkeleri birbirleriyle anlaşmak yerine bir başka İslam ülkesindeki zulmü desteklemektedir. Daha çok kan dökülmesine sebep olmaktadır.
En acı vereni akan müslüman kanını durdurmak için BM'den medet umulmaktadır. Bugün BM'den müslümanların lehine karar çıkmasını beklemek ahmaklıktan başka birşey değildir. Batı'nın kutsal değerleri sadece Batı için geçerlidir. Müslüman halklar söz konusu olduğunda bu değerler "kutsal" olmaktan çıkar. Böyle olmasaydı Batının ortasında bir Srebrenitsa katliamı yaşanmazdı.
Ancak çözüm yok değildir. Müslüman halklar başlarındaki zalim krallardan bir an önce kurtulmalıdır. Elbette ki sınırların kalkmasından söz etmiyorum ancak Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı gibi hiç bir işe yaramayan teşkilatlar fesh edilip, bütün müslüman halkları temsil edecek; her türlü siyasi, ekonomik ve kültürel alanda işbirliği yapacak, müslümanların menfaati söz konusu olduğunda birlikte hareket edecek Müslüman Halklar Birliği oluşturulmalıdır. Bugün İKÖ'nün Suriye'deki zulmü bitirmek için bir fonksiyonu olmuş mudur?
Hasılı kelam, artık uyanış başlamıştır. İster Arap baharı densin, isterse başka birşey, bu düzen böyle gitmeyecektir. Müslüman halklar arasında uyanış başladığı için İslam coğrafyası bu sıkıntıları çekmektedir. Bu kan ve gözyaşı bir süre daha devam edecek ama zalim krallıklar asla devam etmeyecektir. Suudi Arabistan kralı sıranın kendisine geleceğini bildiği için Mısır'daki zulme ortak olmaktadır. Onlara göre Mısır'da Müslüman Kardeşler susturulursa ümmet bir süre daha pasifize olacaktır.
Ortadoğunun zalim kralları ne düşünürse düşünsün ümmetin dirilişi başlamıştır. Bunun önüne geçilemez bedeli ne olursa olsun. Şu hakikatten çok eminiz:
"Kafirler istemese de Allah urunu tamamlayacaktır" (Saf Suresi 8. ayet meali)