MODERN KÖLE PAZARLARI ÇOĞALIYOR
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, önümüzdeki günlerde çalışma hayatıyla ilgili bir dizi düzenlemeyi kapsayan paketi meclise getirmeyi planlıyor. Kıdem tazminatında fon sistemine geçilmesi, taşeron işçilerle ilgili düzenleme ve doğum teşvikleri gibi birçok düzenlemenin yer aldığı pakette Kiralık İşçi Yasası da meclise gelecek.
2009'da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, işçi istismarına yol açacağı gerekçesiyle bu yasayı veto etmişti. Şimdi kısmi değişikliklerle birçok "iyileşme"nin olduğu iddia edilen paketle birlikte bu yasa da geçirilmeye çalışılacak.
Özel istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisi veren düzenleme ile geçici süreyle izne ayrılan kişinin yerine istihdam bürolarından şağlanan işçilerin çalıştırılması amaçlanıyor. İşverenin günlük ya da saatlik işler için de istihdam büroları aracılığıyla geçici işçi çalıştırması sağlanacak. İşçi kiralama sisteminde çalışanın maaş, kıdem tazminatı, iş güvenliği, sigorta primi gibi yükümlülüklerini işveren yerine özel istihdam büroları üstleniyor. İşçilerin işe alınma süresi 1 yıl yerine 3+3 ay olmak üzere en fazla 6 ay olacak. İşveren 6 aydan uzun süre işler için işçi kiralama yöntemine başvuramayacak. Bu sistemde özel istihdam büroları verilen hizmet karşılığında aldıkları ücretin bir kısmı ile işçinin maaş ve sigortasını karşılarken bir bölümü kendilerine kalacak. (Zaman, 21 Ekim 2013)
Kiralık İşçi Yasası, özetle yukarıda anlatılanları kapsıyor. Ancak çalışma hayatına yeni bir kölelik sistemini getireceği aşikar. Taşeron sistemi çalışma hayatında birçok sıkıntı yaratırken bir de kiralık işçi sistemini iş hayatına sokmak sosyal hayatta tamiri imkansız sıkıntıları da beraberinde getirecek.
Çalışma ve sosyal Güvenlik Bakanlığı, taşeronda iyileştirme yapılacağını, bu konuda taraflarla görüşüp ortak bir karara vardıktan sonra düzenleme getirileceğini neredeyse 3 yıldır söylüyor. Peki yeni taşeron yasası ne getiriyor? Taşeron işçilerin ücretlerinden asıl işveren sorumlu olacak, ihaleler 1 yıllık değil 3 ya da 5 yıllık olacak, kıdem tazminatı ve yıllık izin hakları olacak, işçiler 8 saatten fazla çalıştırılamayacak, çalıştığı takdirde fazla mesai ücreti ödenecek. Zaten bu haklar 4857 sayılı İş Kanunu'nda kağıt üstünde var. Ancak Türkiye'de uygulaması yok. Getirilen tek yenilik, ihalenin 1 yıllığına değil 3 yıllığına yapılması; yani taşeron işçinin 1 yılın sonunda değil 3 yılın sonunda işine son verilmesi.
Oysa yeni taşeron yasası, her taşeron işçi beraber çalıştığı kadrolu işçinin aldığı ücreti alacak yani eşit işe eşit ücret verilecek, sendikalaşma hakkı tanınacak, kamuda taşeron kaldırılacak gibi yenilikler getirmeliydi. Yeni birşey olmadığı gibi üstelik asıl işler de bundan sonra taşerona verilebilecek.
Taşeronlaşmayla birlikte kiralık işçi uygulamasının da yürürlüğe girecek olması kölelik sisteminin yaygınlaşacağı anlamına gelmektedir. İşçi emeğini satmak için bir istihdam bürosuna gidip anlaşma yapacak; anlaşmayı yapan o kişi de bu emeği alıp bir başka patrona satacak. Arada komisyonunu alacak. Sonra işçiye ücretin ne kadarını verecek, ne kadarını kesecek, asıl patrondan bu kadarını aldım diyecek, beğenmiyorsan sen bilirsin diyecek, bunu kim denetleyecek? Kamudaki taşeron işçi bile kamudan hakkını alamazken özel sektördeki kiralik işçinin halini varın siz düşünün. Buna biz ölümü gösterip sıtmaya razı etmek diyoruz.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, yeni istihdam alanları sağlayacağı, işverenin yükünü hafifleteceği ve de kayıt dışını azaltacağı gerekçesiyle kiralik işçi yasasını çıkarmayı düşünüyormuş. Türkiye İş Kurumu da bir rapor hazırlamış. Raporda "Dünyada günde ortalama 4,5 milyondan fazla geçici işçi çalışmaktadır. Özel istihdam büroları işsizlerin iş piyasasına kademeli olarak geçişini kolaylaştırmakta, işsizlik ile sürekli istihdam arasında köprü görevi görmektedir. Avrupa ülkelerinde ortalama günde yüzde 1.8'lik bir istihdam artışı sağlayan geçici işçilerin ülkemizde de yaklaşık bir oranda ek istihdam sağlaması beklenmektedir" deniyor.
Avrupa ülkeleri arasında özellikle Almanya, kiralik işçi uygulamasının en yaygın olduğu ülkelerin başında geliyor. Almanya'da 1 milyondan fazla kiralık işçi bulunmaktadır. Özellikle en çok kiralık işçi Ford firmasında çalışıyor. Bunların büyük bir kısmını Türkler ve Almanya'ya dışarıdan gelen diğer uluslar oluşturuyor. Ancak bir özelliği bu kiralık işçilerin sendikal hakları var ve sendikaların her işyerinde temsilcilikleri bulunmakta. Yine de kadrolu işçiler kadar ücret almıyorlar ve daha ağır işlerde çalıştırılıyorlar.
Bizim ülkemizde ise normal işçilerde bile sendikalaşma oranını düşündüğümüzde taşeron ve kiralık işçilerin nasıl sendikalı olacağı konusu çok girift bir sorunu gündeme getiriyor. Ayrıca sendikaların fonksiyonu bizde tartışılır, bu, ayrı bir yazının konusu.
Taşeronlaşmanın yaygınlaşması ve özel istihdam bürolarına kiralık işçi çalıştırma yetkisinin verilmesi modern köle pazarlarının oluşturulması ve emeğin değersizleştirilmesi anlamına gelmektedir. İnsanların umutlarının satılması, yarınlarına dair hiç bir güvenlerinin olmamasıdır.
Ayrıca çalışanlar arasında sınıfların ortaya çıkmasına ve bu sınıflar arasında uçurumlar oluşmasına neden olacaktır. Bu durum toplumda sosyal barışı zedeleyecek, onulmaz yaralar açacaktır. Bu uygulamaya sebep olanlara toplum nezdinde iyi gözle bakılmayacak, onların arkalarından iyi şeyler söylenmeyecektir.
HÜLYA AKDOĞAN